Atriyal Septal Defekt (ASD) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
ASD (Atriyal Septal Defekt) ASD (atriyal septal defekt), atriyum olarak bilinen kalbin üst odacıklarında delik oluşmasıdır.
ASD (Atriyal Septal Defekt) Nedir?
Kısaca ASD olarak adlandırılan atriyal septal defekt, kalpte, kalbin içinde ve kalp kulakçıkları arasında delik olması durumudur. Doğuştan gelen kalp hastalıkları arasında yer alır. Normal bir kalpte böyle bir delik bulunmaz. Bu deliğin genişliği zaman içinde küçülebilir, kendi kendine kapanabilir veya hiç değişme olmadan yıllarca aynı kalabilir.
Doğuştan bir kalp kusuru olan ASD hastalığında kalpte meydana gelen bu açıklık ve delik, oksijen açısından zengin kanın, kalpteki oksijen açısından fakir kan odacıklarına sızmasına yol açar.
Net bir nedeni belirlenmeyen ASD, genellikle genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak geliştiği değerlendirilir. Çoğunlukla herhangi bir belirti göstermeyen ASD hastalığı bazı bebeklerde anormal kalp sesleriyle ortaya çıkar.
ASD (Atriyal Septal Defekt) Neden Olur?
Atriyal septal defekt olarak bilinen ASD, hamilelikte bebeğin kalbinin oluşumu sırasında iki ventrikül arasındaki duvarın tam olarak gelişememesi ve bir delik bırakması durumunda meydana gelir. ASDİ'nin kalbin gelişiminin erken dönemlerindeki hatalardan kaynaklandığı bilinmekle birlikte bazı genetik ve çevresel faktörler de bu kusurların oluşumunda rol oynayabilir. Konjenital kalp problemlerinin yaklaşık yüzde 10’u spesifik genetik / ailesel kusurlardan kaynaklanır.
ASD'ye yol açan faktörler şöyle sıralanabilir: Genetik Çevresel faktörler Hamileliğin ilk aylarında annenin kızamıkçık olması Sigara ve alkol tüketimi Diyabet Lupus hastalığı
ASD (Atriyal Septal Defekt) Belirtileri Nelerdir?
Atriyal septal defekt hastalığıyla dünyaya gelen birçok bebekte herhangi bir belirti gözlenmeyebilir. Ancak muayene ile bazı bebeklerde üfürüm denilen anormal kalp sesleri duyulabilir. Hastaların bir kısmında ilerlemiş hastalığa bağlı şikayetler ve bulgular genellikle yetişkinlikte başlar. Bu belirtilerin başında akciğer enfeksiyonları, nefes darlığı, hareket veya beslenme sırasında çabuk yorulma ve vücudun bazı bölgelerinde şişmedir.
Bazı hastalar başka bir şikayet sonucu çekilen göğüs röntgeninde kalbin sağ tarafının normalden daha büyük olduğunun görülmesi ile tanı alırken hastaların bir kısmı yine başka nedenlerle yapılan ekokardiyografide tesadüfen tanı alırlar.
ASD hastalığında görülen belirtiler genellikle şunlardan ibarettir: Kalpte üfürüm adı verilen bir uğultu sesi Akciğer enfeksiyonları Nefes darlığı Egzersiz veya beslenme sırasında çabuk yorulma Kalp çarpıntısı Bacak, ayak veya karında şişme Bayılma Baş ağrısı, migren atakları Felç Kollarda ve bacaklarda kuvvet kaybı Konuşma ve görme problemleri
Üfürüm adı verilen uğultu sesi
Kalpte üfürüm adı verilen uğultu sesi genellikle yenidoğan bebeklerde ortaya çıkar ve steteskopla kalbin dinlendiği sırada ortaya çıkar. Bunun nedeni kalpteki deliktir.
Akciğer enfeksiyonları
Kalbinde delikle dünyaya gelen bebeklerde akciğer enfeksiyonları görülme riski yüksektir. Akciğer enfeksiyonları, ASD'nin yaygın belirtilerindendir.
Nefes darlığı
Nefes darlığı, ASD'nin göstergelerinden biridir. Kalpteki deliğe bağlı olarak meydana gelen nefes darlığı günlük yaşamda rahatsız edici olabilir.
Egzersiz veya beslenme sırasında çabuk yorulma
ASD ile dünyaya gelen kişiler yaşları ilerledikçe egzersiz yaptığı veya yemek yediği sırada çabuk yorulma problemiyle karşılaşır. Bu şikayet ASD sinyallerindendir.
Kalp çarpıntısı
Kalp çarpıntısı da sık rastlanan ASD semptomları arasında değerlendirilir.
Yukarıda yer alan genellikle gerek yenidoğan bebeklerde gerekse yetişkinlerde görülen ASD belirtileri arasındadır. Ancak ASD hastalığı genellikle herhangi bir semptom olmaksızın ortaya çıkar.
ASD (Atriyal septal defekt) Nasıl Teşhis Edilir?
Kontrol amaçlı yapılan muayenede steteskopla dinlenen kalpte üfürümü duymak, atriyal septal kusur veya başka bir kalp kusurunun varlığından şüphe duyulmasını sağlar. Şüphe duyulan kalp kusurunu belirleyebilmek için bazı testler uygulanabilmektedir.
Bu testler şu şekildedir:
Ekokardiyografi (Kalp Ultrasonu)
Ekokardiyografi, atriyal septal defekt tanısı için en sık kullanılan testtir. Ses dalgaları ile kalbin görüntüsü oluşturulur. Kalp odacıklarının görüntülenmesi, delik olup olmadığı, kalp kapakçılarının görüntülenmesi ve fonksiyonlarının kontrol edilmesi ve kalbin pompalama gücünün ölçülmesi sağlanır ve kalp hakkında detaylı bilgi elde edilir. Bazen delik ile ilgili daha fazla bilgi almak için yemek borusundan yutturulan cihaz ile de kalp ultrasonu (TEE) yapılabilir. Bu işlemin hastaya hiçbir zararı bulunmaz ve kolaylıkla uygulanabilir.
Elektrokardiyogram (EKG)
EKG testiyle kalbin elektriksel aktivitesi kaydedilir. Bu test, kalp boşluklarında genişleme veya kalp ritmi problemlerinin olup olmadığını ortaya çıkarır.
Göğüs röntgeni (Akciğer Grafisi)
Göğüs röntgeni kalbin genişlemesinin ve akciğerlerin durumunun değerlendirilmesini sağlar. Benzer şikayetlere yol açabilecek akciğer hastalıklarının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunur.
Gerektiği durumlarda ise Kardiyak BT taraması veya Kalp MR'ı da tercih edilebilir.
ASD (Atriyal Septal Defekt) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Atriyal septal defektlerin birçoğu çocukluk döneminde kendi kendine kapanabilir. Kapanmayan bazı küçük atriyal septal defektler ise genellikle tedavi gerektirmeyebilir. Ancak kalıcı ve büyük atriyal septal defektlerin tedavisi edilmesi gerekir. Bu tedavideki amaç kalp içindeki deliğin kapatılmasıdır. Atriyal septal defektin kapatılması için iki temel yöntem bulunur. Bunlardan biri anjiyo, diğeri ise deliğin kapatılması için ameliyattır.
Anjiyo
Anjiyo işlemi, kalpteki deliğin cihazlar yardımı ile kapatılmasıdır. Bu işlem bir ameliyat değildir. Anjiyo odasında hastanın kasığından girilerek yapılan bir işlemdir. Genellikle hastanede bir gün kalınır ve işlem riski oldukça düşüktür. Bu işlem sonrası delikte tekrar açılma çok nadir görülür.
Ameliyat
ASD hastalığı için ikinci tedavi seçeneği ise ameliyat ile bu deliğin kapatılmasıdır. Anjiyo ile deliğin kapatılmasının uygun olmadığı durumlarda (çok büyük delik olması, büyük damarların komşuluğunda delik olması, birden fazla delik gibi) ameliyat ile bu delik dikilir veya yama ile kapatılır. Genel anestezi altında ve kalp akciğer makinesı ile yapılan bu ameliyat son yıllarda çok küçük kesiler ile de yapılabilmektedir. Ameliyatın riski düşüktür. Deliğin yeniden açılması nadir görülür.
ASD (Atriyal Septal Defekt) Hakkında Sık Sorulan Sorular
ASD (Atriyal septal defekt) türleri nelerdir?
Atriyal septal defektin primum ve sekundum olmak üzere kabaca iki temel türü bulunur.
Primum ASD: Bu defekt atriyal septumun alt kısmında oluşur ve diğer doğumsal kalp problemleri de eşlik edebilir. Daha nadir görülen ve tedavisi zor olan tiptir. Genelde anjiyo ile kapatılmaya uygun değildir ve ameliyat ile kapatılması gerekir.
Sekundum ASD: Sekundum ASD en yaygın ASD tipidir ve sıklıkla kulakçıklar (atriyal septum) arasındaki duvarın ortasında oluşur. Sekundum tipinin çoğu anjiyo ile kapatılmaya uygundur. Uygun olmayanlar ise ameliyat ile tedavi edilir
Atriyal septal defektin risk faktörleri nelerdir?
ASD’nin kesinleşmiş bir risk faktörü bulunmamaktadır. Kalıtsal veya çevresel nedenlerin (ilaç kullanımı, hamilelikte kızamıkçık enfeksiyonu geçirilmesi, uyuşturucu, tütün ve alkol kullanımı, kimyasal maddelere maruz kalma, diyabet ve lupus hastalığının varlığı gibi) hastalık riskini artırdığı düşünülür. Bazen de Down sendromu gibi diğer genetik problemlerle veya diğer doğumsal kalp hastalıklarına da eşlik edebilmektedir.
Atriyal septal defekt en çok kimlerde ve hangi yaşlarda görülür?
Atriyal septal defekt sonradan oluşmayan, doğumdan itibaren mevcut olan bir rahatsızlıktır. Hastalığın tanısının konulma yaşı değişkenlik göstermektedir. Birçok hasta uzun yıllar hiçbir problemi olmadan hayatlarına devam eder ve bu durum tesadüfen saptanır. Bazı hastalar ise yenidoğan döneminde muayene sonrası ve diğer incelemeler sonrasında tanı alır.
ASD (Atriyal septal defekt) kalbi ve dolaşım sistemini nasıl etkiler?
Kalbin kulakçıkları arasında olmaması gereken bu delik ile kan kalbin diğer tarafına geçerek akciğerlere giden kan akımının artmasına neden olur. Delik büyüdükçe geçen kan miktarında artış saptanır. Yıllar içinde artmış kan akımı, akciğer basıncında artışa yol açabilir ve akciğerde geri dönüşü olmayan hasar yaratabilir. Akciğerdeki artmış basınç nedeniyle ise kalpte yetmezlik gelişebilir. Deliğin küçük olduğu durumlarda akciğer kan akımında çok az artış ile hastalar uzun yıllar hiçbir problemleri olmadan yaşayabilir.
Atriyal septal defektin görülme sıklığı nedir?
Atriyal septal defektin toplumda görülme sıklığı yaklaşık olarak 1500-2000 doğumda 1’dir.
Küçük sekundum atriyal septal defekt nedir?
Bazen bu delik küçük olur ve bu delikten geçen kan akımı kalbi ve akciğerleri çok yormaz. Bu deliklerin bir kısmı kapatılmadan takip edilebilir. Bazılarının ise kapatılması gerekir ve bunların çoğunluğu anjiyo ile kapatılabilir.
Atriyal septal defekt tedavisinin dezavantajları nelerdir?
Atriyal septal defekt rahatsızlığında iki temel tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bu seçenekler anjiyo ve ameliyattır. Anjiyo ile kapatılma sırasında kasıktan damarlara girilip kalbe ulaşılır. İşlem sırasında kasıktaki damarlarda hasar ortaya çıkabilir. Bu işlem sırasında kullanılan malzemeler ve teller kalbe hasar verebilir. Deliğin kapatılması için kullanılan cihaz yerine tam oturmayabilir. Yerinden kayabilir ve başka bölgelere gidebilir. Bu problemler oldukça nadir görülen problemlerdir.
Ameliyat ile kapatılma işleminde ise diğer kalp ameliyatlarında karşılaşabilecek benzer problemler yaşanabilir. Ameliyat için kalp ve akciğer makinesı kullanılır. Hastalarda enfeksiyon, kanama, değişik derecelerde felç geçirme, ameliyat sonrası uyanmakta zorlanma gibi problemler görülebilir. Bu problemlerin görülme oranı oldukça düşüktür (genelde yüzde birden daha az).
Atriyal septal defekt tehlikeli midir?
Atriyal septal defekt (ASD) bazı durumlarda tehlikeli olabilir. Bu durumlar şöyle özetlenebilir: Uzun süre tedavi edilmemiş özellikle büyük deliklerde akciğerlerde hasar olabilir ve bu akciğer hasarına bağlı kalp yetmezlikleri ortaya çıkabilir. Bacak toplardamarlarında pıhtı olması ve bu pıhtının kopması durumunda pıhtı akciğerler yerine delikten geçerek beyne, iç organlara, kollara ve bacaklara ulaşabilir. Hasta felç geçirebilir. Kollarda ve bacaklarda damar tıkanmaları olabilir. İç organlarda hasar ortaya çıkabilir. Gebelerde gebelik sırasında büyük bir delik olması durumunda akciğer hasarı daha erken veya daha fazla olabilir. Kalp yetmezliğine benzer durumlar ortaya çıkabilir. Ama gebelerin çoğunda gebelik döneminde önemli problem saptanmaz. Akciğer hastalarında da büyük delik varlığında akciğerlerde daha erken ve daha fazla hasar olabilir. Kalp yetmezliği bu hastalarda daha erken başlayabilir Bazı hastalarda küçük delikler baş ağrısına ve migren ataklarına yol açabilir. Bu konu halen tartışmalıdır ve çalışmalar devam etmektedir.
ASD ne zaman kapanır?
ASD anne karnında her bebekte açıktır. Doğumdan sonra bu deliğe ihtiyaç kalmaz ve birkaç hafta veya aylar içinde kendiliğinden kapanır.
Kalbi delik insanlar ne yapamaz?
Küçük delik olması durumunda genelde belirgin bir egzersiz kısıtlamasına gerek yoktur. Sadece ağır egzersizlerden kaçınmak gerekebilir. Eğer akciğer hasarı gelişmişse, akciğer basıncı yükselmeye başlamışsa ve kalp yetmezliği ortaya çıkmışsa bu hastaların egzersiz yaparken dikkatli olmaları ve ağır egzersiz yapmamaları önerilir. Bununla birlikte ASD’si olan insanların vurgun yeme riski yüksek olduğundan dolayı su altı dalış sporlarından kaçınmaları tavsiye edilir. Aynı şekilde dağcılık özellikle yüksek irtifa dağcılığı tavsiye edilmez.
Atriyal septal defekt yenidoğanlarda görülür mü?
Evet yenidoğanların (ilk 1 ayındaki bebekler) bir kısmında ASD mevcuttur. Bu deliklerin önemli bir kısmı haftalar veya aylar içinde kendiliğinden bebek büyüdükçe kapanır. Bu deliklerin yüzde 20’sinin kapanması bir yıla uzayabilir.
Atriyal septal defekt ölüme sebep olur mu?
Deliğin kendisi ölüme neden olmaz ama tedavi edilmeyen hastalarda ileri dönemlerde bu delik akciğer hasarı, akciğer basıncında yükselme ve kalp yetmezliği gibi durumlara yol açmışsa bu hastalıklar ile ilgili ölümler görülebilir. Bu durumlarda ritim bozuklukları nadir de olsa ölüme yol açabilir. Bu delikten geçen pıhtıların olması durumunda da ani ölümler görülebilir.
Atriyal septal defekt tedavi edilmediğinde ne gibi sonuçlar doğurur?
Tedavi edilmeyen Atriyal septal defekt hastalığı uzun yıllar sonrasında akciğere çok fazla kan gitmesinden dolayı akciğer hasarı, akciğer basıncında yükselme ve en sonunda kalp yetmezliğine yol açabilir. ASD hastalığı ayrıca ritim bozuklukları yapabilir, kalpte büyümeye yol açabilir ve akciğer hasarı sonrasında akciğer enfeksiyonlarına yakalanma kolaylaşarak solunum yetmezlikleri ortaya çıkabilir
Atriyal septal defekt (ASD) ilaçla tedavi edilebilir mi?
Hayır, ilaçla tedavi edilmez. İlaçlar ile delikte küçülme ve kapanma olmaz. Ancak ASD’ye eşlik edebilecek bazı belirti ve semptomları azaltmak için ilaçlar önerilebilir. Ritim problemleri varsa, akciğer basıncı artmışsa veya akciğer hasarı oluşmuşsa bu durumlarla ilgili ilaç kullanmaları gerekebilir. Anjio veya ameliyat işlemi öncesi ve sonrasında rutin bazı ilaçları kullanmaları gerekebilir.
What's Your Reaction?