Kemik Kanseri Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri, Tanı ve Tedavisi
Kemik Kanseri (Tümörü) Kemik kanseri, kemiklerde meydana gelen tümörlerdir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir?
Kemik kanseri, hücrelerin olağandışı bir şekilde bölünüp, çoğalması ile ortaya çıkan ve kemik dokusunu yok eden tümörlerin neden olduğu kanser türüdür. Kemiğin kendisinde başlayan tümörler primer kemik kanseri olarak ifade edilirken, başka dokularda başlayıp kemiklere sıçrayan metastaz olarak ifade edilen kemik kanseri ise ikincil kanser türü olarak kabul edilir. Kemikte en çok görülen kemik kanseri türü osteosarkom olarak adlandırılır. Kemik hücrelerinde başlayan kemik kanseri çoğunlukla bacaklarda ve kollarda görülebilir. Nadiren de olsa kalça kemiği (pelvis), omuz ya da çene gibi farklı kemiklerde de kemik kanserine rastlanır.
Kemik sağlığının temelinde kemik yoğunluğu vardır. Kemikteki kalsiyum minerali miktarına bağlı olan kemik yoğunluğu 20-30 yaş aralığında en üst düzeye ulaşır. Bu yaş aralığından itibaren kemik yoğunluğu düzeyinin korunabilmesi için bazı noktalara dikkat etmek ve kemik yoğunluğu oranını korumak gerekir.
Kemik sorunlarının en önemli nedenleri arasında; gençlerde spor yaralanmaları, yanlış beslenme, fiziksel aktivite azlığıdır. İleriki yaşlarda ise yaşla beraber sistematik hastaların görülme oranı da artar. Bu hastalıkların yan etkisi olarak kemik tümörü oluşma riski ortaya çıkar ve kemiklerde ağırlara neden olabilir. Kemik tümörü çoğu zaman belirti vermeden ilerlediği için kemik ağrısı fark edilir edilmez uzman bir doktora başvurulması gerekir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Türleri Nedir?
Kemik kanserinin gelişme ve vücuda yayılma seyrinin anlaşılabilmesi için kanserin derecesini belirlemek çok önemlidir. Kemik tümörlerinin belli başlı alt türleri vardır. Kemik kanseri (Osteosarkom) alt türlerinin kimisinde hastalık hafif seyrederken bazılarında ise agresif ilerleyebilir. Kemik tümörleri (kanseri) düşük, orta veya yüksek derece olarak üçe ayrılır. Kemik tümöründe bölünen hücre sayısı az olduğunda kemik normal bir kemik gibi görünüyor. Düşük derece olarak adlandırılan bu gruptaki tümörler daha yavaş seyirlidir. Yüksek dereceli kemik kanserinde (osteosarkom) ise bölünen hücre sayısı daha fazla olup hızlıca büyür. Yüksek dereceli kemik kanseri daha agresif yapıda olup, diğer organlara yayılma (metastaz) eğilimi daha çoktur.
Kemik tümörünün (kanseri) derecesi ve tümörün hangi evrede olduğu, tedavi sürecinin en önemli kısmıdır. Kemik kanseri belirtileri fark edilir fark edilmez tedavi öncesi hastalığın yayılımını belirlemek, oluştuğu bölgedeki tümörün boyutunu ve etkilediği dokuları görebilmek pek çok tanı yönetimine başvurulur.
Kemik Kanseri (Tümörü) Belirtileri Nelerdir?
Kemik kanseri belirtileri arasında yer alan kemiklerde gözle görülebilir şişlik, kemiklerde zayıflık ve kolay kırılma, dinlenirken dahi kemiklerde ağrı, hareket ederken zorlanma, yorgunluk, yüksek ateş ve anormal kilo kaybı kemik kanserini işaret edebilir.
Etkilenen kemikte hassasiyetle başlayan kemik kanseri belirtileri şunlardır: Kemiğin tümörden etkilenen kısmında kızarıklık ve şişlik Kemiklerde hassasiyet ve ağrı Kemik kütlesindeki kayba bağlı kilo kaybı Etkilenen uzuvda his kaybı Kemiklerin kolay kırılması Kansızlık Yorgunluk ve halsizlik Yüksek ateş Gece terlemeleri
Kemiklerde gözle görülebilir şişlik, kızarıklık
Kemik kanserinde kemiklerin zayıflaması ve tümör oluşumuna bağlı olarak kemiklerde gözle görülebilir belirgin şişlik, kızarıklık ve iltihap ortaya çıkar. Bu durum kemik kanserinin en yaygın belirtileri arasındadır.
Dinlenirken bile oluşan kemik ağrısı
Kemik kanserinde dinlenirken bile çoğu zaman ağrı veya hassasiyet yaşanır.
Kemik zayıflığına bağlı topallayarak yürüme
Kemiklerdeki zayıflık ve güçsüzlük sağlıklı yürümeyi engeller. Sağlıklı yürümeyi engellemesinin yanı sıra kemiklerdeki zayıflığa bağlı olarak kişi topallayarak yürüme sorunuyla karşı karşıya kalır.
Kemiklerde zayıflama ve buna bağlı kırılma
Kemik kırılması da kemik kanserinin belirgin semptomları arasında kabul edilir. Bu kemik kırılması kemiklerde zayıflamaya bağlı olarak meydana gelir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Risk Faktörleri
Özellikle gençlerde sıkça rastlanan kemik tümörlerinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı risk faktörlerinden bahsedilebilir. Sıkça karşılaşılan kemik tümörü (kanseri) risk faktörleri şöyle sıralanabilir: Daha önceden vücuda radyoterapi almış olmak Paget hastalığına sahip olan bireyler Siyahi ırka sahip kişilerde beyazlara göre daha çok rastlanır Çoklu herediter osteokondrom hastalığına sahip olmak Genetik özellikler İleri yaşta olmak
Daha çok uzun boylu gençlerde ve yetişkinlerde görülen kemik kanserinde, kemiklerin hızlı gelişmesi de başka bir risk faktörüdür. Bunun yanında kemik kanseri erkeklerde daha çok görülür.
Kemik Kanseri (Tümörü) Tanısı
Kemik kanserini ayırt edebilmek için çoğunlukla röntgen yeterlidir. Özellikle çocuklarda uzun süre geçmeyen ağrıların nedeni sırasında çekilen röntgen kemik kanseri teşhisi için tek tanı yöntemi kabul edilebilir. Çocuklarda görülen iyi huylu kemik tümörü kendiliğinden kaybolabilir. Bu tümörler zamanla kendi kendine küçülerek yok olma özelliğine sahiptir. İyi huylu kemik tümörlerinde cerrahi yönteme başvurmak yerine düzenli kontrol ve takip çok daha önemlidir. Kemik tümörlerinde cerrahi yönteme karar vermek için; Tümörün kemik kırılmasına sebep olacak kadar bünyeye zarar vermesi, Kemiğin büyümesini olumsuz etkilemesi Kemikte bir kısalık veya eğriliğe sebep olması Tanıyla ilgili bir şüphede tümörün bulunduğu bölgeden örnek almak gerekiyorsa cerrahi yönteme başvurulmaktadır.
Kemik tümörlerinde tümörün bulunduğu bölge ve türü çok önemli olup, buna göre uygulanacak cerrahi yöntem ve tedavi de değişir. Bu nedenle bazı vakalarda röntgen yeterli olmayabilir. Bu durumda bilgisayarlı tomografi, MRI, kemik sintigrafisi, PET tarama ve akciğer tomografisinden de faydalanabilir. Tomografi kemikteki tüm ayrıntıları görmek için kullanılırken, MRI ise yumuşak doku, kemik içinden tümörün uzantısı ya da uzak noktaya yayılma riskini görebilmek için tercih edilir. Metastaz olup olmadığı ise kemik sintigrafisi ile belirlenir.
Kemik Kanseri (Tümörü) Tedavisi
Kemik kanseri tedavisinde en önemlisi hastanın hayatını kurtarmak. Bu nedenle kimi zaman tedavi sırasında kol ya da bacak kayıpları yaşansa da artık yeni tedaviler ile bu oran %10 ‘ a kadar düşürüldü. Kol ve bacak gibi uzuvları korumak, iş görebilirliğini devam ettirmek de tedavi önceliğinde ikinci sırayı alıyor. Estetik görünüm ise tedavinin son kısmını oluşturuyor.
Kemik Kanseri Hakkında Sık Sorulan Sorular
Kemik kanseri anlaşılır?
Kemik kanserinin neden olduğu ağrı genellikle etkilenen kemikte hassasiyet hissiyle başlar. Kemiklerdeki bu ağrı gece ve dinlenirken devam eder, gelip giden türde bir ağrıdır. Kemikler daha kırılgan hale gelir ve tümör gelişen kemiğin olduğu yerde his kaybı ortaya çıkar. Aynı zamanda yorgunluk ve kilo kaybı da kemik kanserinin diğer bulgularıdır.
Kemik kanseri nerede başlar?
Kemikte en çok görülen kemik kanseri türüne Osteosarkom denir. Kemik kanseri öncelikle kemik hücrelerinde başlar. Çoğunlukla bacaklarda ve kollardaki kemiklerde ortaya çıkan kemik kanseri, bacakta uyluk kemiğinin bir bölümünde, dize yakın alt bacak kemiğinde ya da kolun omza yakın olan bölümünde sıklıkla görülür.
Kemik kanseri nedeniyle uzuv kaybı olur mu?
Kemik kanserleri, iyi huylu tümörler ve vücuttaki herhangi bir organdan metastaz olarak kendini gösteren kemik tümörleri, iskelet sisteminin herhangi bir yerinde ortaya çıkabiliyor. 18 yaşından daha küçük olan hastalarda “büyüme kıkırdağı” denilen yani diz, kalça ya da omuz gibi eklem bölgelerine daha yakın olarak görülüyor. Kemik kanserli hastaların 20 yıl önceki tedavisi kanserin bulunduğu uzvun kesilmesiyken, bugünkü yeni tedavilerle hastaların kol ve bacakları % 90’ın üzerinde korunabiliyor.
Kemik kanseri tedavisinde kriyoablasyon nasıl uygulanır?
Kemik kanseri tedavisinde kriyoablasyon kullanılabilmektedir. Kriyoablasyon yöntemi, bazı durumlarda tek başına uygulanırken, genellikle kemoterapi ve radyoterapi ile birleştirilen bir yöntemdir. Kriyoablasyonun kullanılmadığı durumlar da vardır. Dondurma işlemi sinir dokusuna zarar verdiği için beyinde, omurilikte ve çok önemli sinirlerin bulunduğu bölgelerde kullanılmaz ya da özel tekniklerle sinir dokusu korunarak uygulama yapılır.
Kriyoablasyon yöntemi ile tümörlü kemik vücuttan çıkarılarak tümörden temizleniyor ve -180 derecelik sıvı azot kazanında donduruluyor. Dondurma işlemi, kemiğin dayanıklılığını çok az etkilemekle birlikte biyolojik aktivitesini de korumayı amaç ediniyor. Dondurulan kemik, yerine tek başına konulmuyor. Kemiğin içi, enfeksiyonu önlemek için antibiyotik içeren kemik çimentosu ile dolduruluyor ya da karşı taraf bacağından alınan “fibula” adlı kemik, dondurulmuş olan kemiğin içine gömülerek mikrocerrahi yöntemi ile ana damara bağlanıp, bu şekilde canlılık ve destek sağlanıyor. “Dondurularak koruma” işlemi ile tümörlü kemik aslına uygun olarak yerine konulabilmekte, enfeksiyon riski çok azalmakta ve zaman içinde kaynama elde edilebilir. Bu işlemin uygulanması için tümörün kemiğin yapısına çok fazla zarar vermemiş olması gerekiyor.
Kemiklerdeki boşluklar yedek kemikle doldurulur mu?
Bazı hastaların dizinden kalçasına kadar tüm uyluk kemiğinde tümör bulunuyor. Böyle durumda yine ‘yedek’ kemik olan ve vücutta iki bacakta birer tane bulunan ve bir tanesi 20-25 santimetre olan “fibula” birleştirilerek, 35-40 santimetrelik boşluk doldurulabiliyor. Fibula ikiye katlanarak normal bir kemik kalınlığı da oluşturularak, dondurulmuş kemikle bir arada kullanılıyor. Ameliyat sonrası beklenen, bir yıl içinde yerine konulan kemiğin iyileşmesi ve oraya tutunması yani vücudun onu kendi kemiği gibi kabul etmesi.
What's Your Reaction?